6 Aralık 2013 Cuma

YENİ BİR DARBE MİYDİ O ?


HER YENİLGİ DAHA DA GÜÇLENMEYİ , HER KÖTÜLÜK DAHA DA İYİ OLMAYI , HER DARBE YENİ BİR GÜZELLİĞİ TEMSİL EDER..





Sabah, Dünya'ya gözlerinizi açtığınızda olacaklardan habersizce, o ilk andan bahsediyorum, ilk saliselerden...
Bilincinizin tam yerine gelmediği o küçücük birim zamandan...
Anımsadınız mı? O an nerede uyandığınızın bile farkında olmadığınız anlar..Bir önce ki güne dair, en ufak bir anı canlanmamışken daha, kafanızın içi tertemiz, yepyeni..

O anlar için, çok kere keşke dedim ben işte. Keşke, keşke..

Ruhuma sakladığım o kadar çok şey var ki, bu gücü nasıl elde edebiliyorum sanki. Bu bahsettiğim güç, yaşadığım tüm kötü şeylerin toplamı. İkisi birleşince nötr oluyor bilir misiniz? Ruhum çoğu kez taşlaşıyor, donuyor, yanıyor sonra toprakta eriyor ordan da kül olup, kayboluyor...
Kaybolunca büyük bir rahatlama yaşıyorum, herşeyin ötesine geçebiliyorsunuz o andan itibaren. Yaşadıklarım zor, kimse benden daha iyi bilemez ama küçük ipuçları veririm ben sizlere, sadece ve sadece...
Hayatıma soktuğum insanlar, en yakınımdakiler seyirciler bunlara adeta. Ben sizi anlıyorum, benliğimin bir köşesinde.. Siz de ipuçlarımı takip edin, derinde bir yerde bir zaman karşılacaksınız. Zamanını ben de bilmiyorum inanın ki. O güzel şeyler beni de sarmalıyacak, benim tek bir inancım var, o da BEN..Varoluş sebebim, varlığım ve bu dünyada ki gölgem. Bazı günler gölgemi göremiyorum ama, benimle saklambaç oynuyor, "Nerdesin? " diyorum ona. Hiç ses vermiyor, aramaya devam ediyorum, tüm gün her yere bakınıyorum, tekrar tekrar sesleniyorum. " Nerdesin, nerdesin ! " ....Ses yok... "Bir daha geri gelmiyecek misin ?".........Uzun bir sessizlik..........Çok uzun bir sessizlik.......Sessiz.....Ses......?......

Bir süre ondan habersizce yoluma devam ediyorum, bazen unutuyorum, bazen hatırlıyorum, bazen gözlerim doluyor. Bazen saate bakıyorum, bazen takvime. Sonra ne önemi var ki diyorum. Onsuz da yapabilirim değil mi? Size soruyorum ..

ONSUZ YAPABİLİR MİYİM?

Bir insan gölgesi olmadan yaşar mı? O zaman umudu kaybedebilir mi?
Umudun tükendiği anda !!!!!!!!!!!! BİR SES !!!!!!!!!!!
Duydunuz mu? Ben duyuyorum, çok derinden tıkırtılarını, yavaş yavaş zemini aşındırıyor, yorulmuş, bitkin ama çaba gösteriyor, biliyorum. Yanıma gelecek ya da bir dakika, onu ben bulacaktım zaten. Sessizce, sakin adımlarla ilerliyorum. Bastığım yerin önemi yok, biliyorum ki onu bulucam. Seslensem mi acaba? Bir daha ?
Ya yine kaçarsa..O an, güzeli hayal etmeye başlıyorum zihnimde, en güzelini. Mesela mı ?



SANA SORABİLİR MİYİM?

Çimlerin yeşili o an daha bir canlı, peki ağaçlara ne demeli. Gün batımının ışığı gövdelerine vurmuş alev rengi, ne kadar gözümü aldı o benim. Karşımda beyaz bir melek var, topraktaki küllerimle besleniyor, onun bedeninde küçük küçük hücreler...Onları yuttukça, daha da güçleniyor.Ona sormam lazım ,artık sorabilir miyim ?

- Gölgemi kaybettim, bir süredir buralarda geziniyorum yolumu kaybetmiş durumdayım.Biz nerdeyiz ya da sen burda mısın ?

Külleri yemeye devam ediyor, çok sakin, bencil olmayıp bir süre onu izliyim diyorum kendime. Rahatsız edilmek istemiyor galiba. Ben de yorulmuşum, yumuşak gözalıcı yeşil çimlere yavaşça uzanıyorum.Gözüm melekte. Kısa bir süre gökyüzüne bakıyorum, evren ne güzel , ya yaşamak! O eşsiz Dünya'da ne kadar çok güzellik var, bulutlar yer değiştiriyor, geceye hazırlıyorlar kendilerini. Bazısı birleşiyor kocaman bir bulut oluyor, bazısı küçük küçük parçalanıyor, bir yerde yok oluyor, orda gökyüzünün maviliği çıkıyor işte. İçimden vay be diyorum..Yeşilin , mavinin , alev tonlarının içinde hatta yanımda bir de bembeyaz bir melek var !!!

- MELEK ? MELEK ? NERDESİN ?

Hayır, bana yardımcı olacaktı oysa ki. Gözlerimden yaşlar süzülüyor, istemsiz gözyaşları.. Akıyor, toprağa düştü bir tanesi ..

Hayretler içerisinde kalıyorum o an ! Gölgem yanımda ,gelmiş beni bulmuş, ben onu bulmadan hemde !!
Mutluyum sadece mutluyum..

MUTLUYUM...

Umudumu kaybetmedim, belki de hiç gitmemişti o. Ben öyle sandım, SENİ SEVİYORUM BİLİYORSUN.
Seni Seviyorum...


MEDİCAL


AMELİYAT BİTTİ , YENİ BİR BAŞLANGICA İLK ADIMLARIMDA BANA YARDIMCI OLACAK SİLAHLARIM..

NEDİR Mİ ONLAR ?




CLEXANE VE PANTPAS

Ameliyat sonrası clexane kullanmamız çok önemli ,kan pıhtılaşmasını önlemek için. İğneyi önceleri eczane'de yaptırıyordum, artık öğlenleri annem yapıyor. İğne çok yakıyor ama yaklaşık 1 dakika sonra hiçbir sızı kalmıyor kolunuzda. Ben 20 gün boyunca clexane iğne olucam. Pantpas ta kullandığım ağrı kesicilerden midemi korumak için.




MİNOSET VE VOLTAREN

Ağrı kesici olarak bu sefer minoset verdiler , günde 3 kere 1 tablet içiyorum. Voltarende ameliyat sonrası sürekli sırt üstü yattığım için ağrıyan yerlerime kullandığım bir krem.





EFEXOR VE DESYREL

Benim için olmazsa olmazlardan. Efexor , psikiyatristimin psikoterapi eşliğinde bana tedavi olarak uyguladığı ilaç. Kafamdaki düşünce kaosuna en etkili çözüm getirmiş ilaçtır efexor. Bugüne kadar birçok antidepresan kullandım ama uzun zamandır bana en iyi gelmiş olanıydı. Desyrel ise uyku ilacım, rahat uyku uyuyabilmemin sırrı..



5 Aralık 2013 Perşembe

AMELİYATIN ARDINDAN


KORKULARIN ÜSTÜNE GİTMEDİĞİM DE  , ONLARIN BANA GELECEK CESARETLERİ OLMUYOR. BEN YAKLAŞTIKÇA ONLAR DA BANA YAKLAŞIYOR, BİR YERDE BİRLEŞİYORUZ, AYRILCAĞIMIZ ZAMANI BİLE BİLE ..




5 Aralık 2013 günlerden , 6 gün önce korkulu ve heyecanlı bir bekleyiş vardı, şimdi ise hiçbir duygudan eser yok içimde. Hafiflemişim, arınmışım ve adeta yeni bir beden de varolmuşum gibi..

Hatta bu sabah aklıma, yaratıcı bir hikaye geldi! Karnımda dikeyine 25 cm lik, yatay olarak da 10 cm lik kesikler var. Bu doğrusal çizgiler 1 cm lik ara ile zımba tel ile dikili. Bende düşündüm ki ; beni karnımdan kesip, başka bir klon bedene adapte etmişler. Hiç bir kanserli hücre barındırmayan , bağışıklık sistemi gayet güçlü, bedeni yeni doğmuş bir bebeğin sahip olduğu gibi saf ve temiz. Bu da benim inanışım, merak etmeyin tüm beyinsel fonksiyonlar yine Gözde'ye ait :)

Sci-fi hikayemden sonra , gerçekliğe dönmenin zamanı artık. Dün itibariyle taburcu oldum,  hastaneden ayrılırken, tüm kan tetkiklerim normaldi, tabiki yavaş yavaşta olsa yürüyebiliyor , yataktan istediğimde kendi kendime de kalkabiliyor durumdaydım. Dursun Bey, artık hasta değilsin gitmenin zamanı geldi ,hiç bir sorun yok dediğinde, gözlerimin içi ışıl ışıldı ..Odamı, yatağımı çok özlemiştim. Hastane yatağı ,odası ne kadar konforlu olursa olsun , kendi odanızın atmosferinin ve rahatlığının kesinlikle yerini tutmuyor. Karşılaştırmak dahi saçma ! :) Eve gelir gelmez , uzun ve sıcak bir duş aldım , sonra yatağıma ,yorganıma sevgilime sarılırcasına sarılıp, huzur içinde uyudum. Dün çok halsizdim, hastanede saat başı tansiyon , nabız, oksijen ,ateş gibi kontroller için uyandırılıyorsunuz o yüzden orda ki uykunuz sürekli bölünüyor. Hiçbir zaman tam dinlenmiş olarak hissedemiyorsunuz malesef ki :(


Şimdi videoyu geriye sarıyorum , 29 Kasım cuma 'ya..


GENEL UYARI !


ANLATACAKLARIM BİLİNÇ DÜZEYİNDE DEĞİŞİM YARATABİLİR ,UPPSS..DÜŞMEYİN SAKIN !

29 kasım önemsiz bir tarih , daha önce de dediğim gibi ameliyatımın cuma günü gerçekleşmesini ben istedim. Çünkü, cuma günlerini seviyorum. Sevmediğiniz birşeyi sevdiğiniz bir günde yaptığınızda daha bir tahammül edilesi oluyor.

O sabah 5.45 te uyandım, duş aldım ,hazırlandım. Sonra taksiyle hastanenin yolunu tuttuk.Tüm odalar dolu olduğu için bir süre girişteki koltuklarda bekledik, yaklaşık 1 saat kadar. O sırada bir- iki fotoğraf çektim hastanenin içinde, daha doğrusu onlar beni uyarana kadar..




Sonra numarasına bakmadığım bir odaya aldılar bizi. Ben odadan ameliyathaneye baygın şekilde inmek istiyordum çünkü , ameliyattan önce o soğuk ameliyathane bölümünde gezinmek çok hoş hatıralar bırakmıyor insanın bilincinde. Bana yüksek bir mg dozajında xanax haplar verdiler, bunlar heyecan gidermek içindi, sanmayın onlar bana yetecek! :) Bu arada 7 saate yakın açtı midem  ve Dursun Bey'in önceki ameliyatında oluşan bir komplikasyon nedeniyle operasyonu uzamıştı. Ameliyata 1 saat kadar geç girecektim, ama zamanın nasıl aktığının da çok da farkında değildim hani. Xanax'ın etkisiyle erkek arkadaşım,annemi ve sevgili ablamı da epey güldürmüşüm. Sonra vakit geldi, beni aşağıya indirdiler, ilk olarak ameliyathane öncesi hazırlık bölümünde beklettiler, beni orda bayıltıcaklardı isteğim doğrultusunda. Erkek arkadaşımda yanımdaydı, bize kıyak geçtiler:)  Erkek arkadaşım, bana bayılmam için damardan ilaç verdiklerinde şöyle bir soru yöneltti :

- E: Gözde , şu an kaç şişe şarap içmiş gibi kafan ?

- G: Dursun beyle birlikte balkonda şarap içiyoruz........Sessizlik.......

Ahah..Ağzımdan çıkan son sözlerin bu olduğunu duyunca ameliyat sonrası büyük bir gülümseme oluşmuştu yüzümde. İlk sorduğum şey ise , " Dursun Bey duymadı değil mi ? " :) Neyse ki o esnada orda değilmiş.

GÖZLERİMİ AÇTIĞIMDA YİNE YANLIZDIM..




Ameliyat sonrası en rahatsız edici süreç yoğun bakımdan hastane odasına alınana kadar geçen kısım. Çünkü yanlız uyanmak, insanı korkutuyor. Bu sefer önceki deneyimlerimden ötürü, kıvrak zekamı kullanarak 1 saat içinde kendimi odaya çıkarttırdım.

NASIL MI?

Gözlerimi açtığımda yine yanlızdım, boynumun sağ kısmında şiddetli bir ağrı vardı. Uyandığımı gören hemşire yanıma yaklaştı ,gülümsüyordu, " iyi misiniz ? "diye sordu. Kafamı sallıyarak iyi olduğumu ifade ettim. Ardından boynumun çok ağrıdığını ve oynatamadığımı söyledim. Sonra bana sıcak su torbası getirdiler, ağrıyan yere onu koydular, biraz biraz iyi gelmişti. Hemşireye ne zaman odama çıkabileceğimi sordum, "Kendinize gelene kadar burdasınız" dedi. " Yani ne kadar bir süre " dedim. "İyice ayıldığınızdan emin olmamız lazım" dedi. " Bende sürekli konuşarak , iyi olduğumu söylüyordum.İyiyim, uyandım , odaya çıkabilir miyim ? Annemler beni bekliyor, yanlız olmayı sevmiyorum burda, gayet iyiyim,hadi hadi ". Hemşirenin kafasını ağrıtana kadar konuştum.Ama işe yaradı 1 saat içinde yukarı çıkmıştım:) Ta daaaaaa!! 

Yukarı çıktığımda herkes beni bekliyordu, asansörde erkek arkadaşım karşıladı beni. Mutlu oldum :)
Birkaç saat narkozun etkisiyle ne olup bittiğini çok hatırlamıyorum, ama sayıklayıp durmuşum, konuşmuşum.
" Kedileri, köpekleri besliyorum " diye.:) Bilinçaltım hep hayata dair.

O gece hiç uyuyamadım, ayaklarımda kan dolaşımını sağlayan bir alet takılıydı, bacaklarımı inanılmaz derecede sıkıyordu, karnımdaki ameliyat kesikleri bir yandan hareketsiz yatmama sebebiyet verirken, epidural ağrı kesicinin etkisiyle bütün vücudum durmak bilmeyen bir kaşıntı içindeydi. Sabaha kadar heryerim kaşındı, çoğu yerimi yırtmışım, yara olmuştu. Ama dayandım ,bekledim sabahı..

Sabah uyandığımda hala kendimde değildim, o gün yürüdüm ama. Yürüyerek, o yataktan kendimi kaldırarak en doğru hareketi yaptım, biraz daha canlı hissediyordum. Arkadaşlarım geldi,en yakın arkadaşlarım. Bana güzel hediyeler getirmişler. Bir tane de çiçeğim vardı, İdil'den ..



O günü takiben, ağrılar, kaşıntılar devam etti, ikinci gün uyku ilacımı bana verdikleri an uykuya daldım, gece 4-5 kere uyansam da birazcık uyuyabilme lüksüne eriştiğim için minnettardım, uyurken erkek arkadaşımın elini tuttum, mutluydum..

Üçüncü gün, uykumu almış olarak daha bir güzel başladım güne !Sabahtan saçlarımı yıkadılar ,çok rahatladım, temiz ameliyat önlüğümü giydim, saçımı kuruttum, azıcık allık, ruj falan sürdüm ki güzel görüneyim diye: )
Artık daha iyiydim, o gün 4-5 kere koridorda yürüdüm, nefes çalışması yaptım. 4.gün daha da iyiydim, büyük bir gazete benimle röportaj yapmak istedi, öğleden sonrası o şekilde geçti, yine arkadaşlarım,sevdiklerim ziyarete geldi. O gün güzel hediyeler geldi bana, birisi özellikle çok şaşırtıcıydı. Bana öncesinde uzun bir mail atan Dilşad 'dan. Kendisini bende tanımıyorum, o da beni tanımıyorsun diyor. Blogumun takipçilerinden hediyesi gibi, bana o kadar güzel bir mail atmış ki , bir iki kere daha okumama sebebiyet verdi. Bana içi smileyler ile dolu bir kutu yollamış:) Teşekkür ederim Dilşadcım ..




İnanın ki ; bu gibi şeyler , sevdiklerinizin yanınızda olması , perdeleri açtığınızda yüzünüze güneşin parlaması, o sıcaklık hissi, o göz kamaştırıcılık sizi adeta hayata karşı sarıp sarmalıyor. Hastanede çok acı çeksem de, bir şekilde size bunları yazacak kudreti bulmuşum ve bakın iyileştim bile sayılır. 3-4 güne dışarı bile çıkabileceğim.
Bazen çamurla bulanıyoruz, bataklığa saplanıp orada öylece kalıyoruz, yardım bekliyoruz, biri bizi kurtarsın diye, sizi kimse kurtaramaz, kendinizden başka...Bakış açınızı buna yoğunlaştırın, eğer isterseniz tüm sonsuz acıları yok edecek güce sahip olduğunuzu anlıyacaksınız..Bir daha ki zamana kadar ... Görüşmek üzere...

2 Aralık 2013 Pazartesi

HASTANE GÜNCESİ



Sonunda kendime gelip, yazabilme ve düşünebilme yetime eriştim :) Ameliyatı takiben 2-3 gün biraz zor geçti ama doktorum Dursun Bey'in başarılı ameliyatı ile ,anestezi uzmanlarımın epidural ağrı kesicileriyle ayağa kalktım. Şu an da bütün insani fonksiyonlarımı yerine getirebiliyorum artık.. Bu mutlu bir haber :)




Artık tümörlerim vücudumdan gitti, MR sonuçlarımda çıkan 2 tane kitle haricinde, diyaframımdan 6mm lik 2 ayrı kitle daha alındı. Diyaframın bir kısmı alındı, ama gayet iyi hissediyorum. 2 tane dren var onları çıkarmadılar hala , şah damarımdan damar yolu açtılar, serumlar ordan gidiyor. Dünden beri yumuşak gıdaya geçtim , çorba ,püre ,kompostodan oluşan bir menüm var. Yine çok çabuk toparlandım , ameliyatın birinci günü koridorda yürüdüm, şimdi günde 3-4 defa yürüyorum , nefes çalışması yapıyorum. Arkadaşlarım ziyarete geliyor, erkek arkadaşım da hep yanımda zaten bana çok destek oluyor.!! Seni Seviyorumm (E) Annem daimi yanımda olan kişi, bu sefer hızlıca iyileşmem herkesi mutlu etti :) Belki de, herşeyin güzel olacağına çok inandım ve gerçekten bunu başardım sanırsam. Tek dileğim, bunun son ameliyatımın olması, birkaç gün daha hastanedeyim. Kendimi çok yormuyorum şimdilik, güncem devam edecek, yanımda olan herkese selamlar ! Bugün herşey daha bir aydınlık , sizinki de öyle mi ?